
Tarihin Büyülü Dokusu, Damakların Sırrı, Mardin Lezzetleri
Mardin, tarihi M.Ö. 4500'lere uzanan, Mezopotamya topraklarında kurulmuş kadim bir şehirdir. Coğrafi konumu sayesinde Sümerler, Asurlular, Babiller, Hititler, Romalılar ve Bizanslılar gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Şehir, özellikle 12. ve 13. yüzyıllarda Artuklu Beyliği'nin başkenti olduğu dönemde mimari ve kültürel açıdan altın çağını yaşamış, bu süreçte Zinciriye Medresesi gibi pek çok önemli yapı inşa edilmiştir. Osmanlı döneminde hoşgörü şehri olarak bilinen Mardin, farklı inanç ve etnik kökenlere sahip insanların barış içinde bir arada yaşadığı bir merkez olmuştur. Günümüzde hala tarihi dokusunu koruyan, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Mardin, yaşayan bir açık hava müzesi gibidir.

Tarihin Tadı Damaklarda
Mardin, sadece taşın dile geldiği kadim bir şehir değil, aynı zamanda lezzetin büyülü bir şölenidir. Tarihin ve medeniyetlerin katman katman biriktiği bu topraklarda, her lokma bir hikaye fısıldar. Baharatların sıcak nefesiyle yoğrulmuş içli köftelerden, güneşte kurutulmuş sebzelerle hazırlanan dolmalara; tel tel ayrılan kaburgadan, bademin ve şekerin masalsı buluşması olan badem şekerine kadar, Mardin sofrası bir sanat eseridir. Mezopotamya'nın bereketli esintisini taşıyan her bir yöresel ürün, damaklarda unutulmaz izler bırakır. Mardin, gurmeler için sadece bir gastronomi durağı değil, aynı zamanda ruhun lezzetle buluştuğu eşsiz bir deneyimdir.